Daha lise 1. sınıftayken gitmek istediğim yerdi Londra! O Zamandan beri nasıl bir yer olduğu hakkında hiç bir fikrim olmamasına rağmen, eğer birgün gidersem bunun rüya gibi olacağını biliyordum , hissediyordum .. Ve öyle de oldu 😊
Ulaşım
Türkiye -Londra arası yaklaşık olarak 4 saat sürüyor. Londra’da 4 adet havalimanı bulunuyor. Ben Heathrow’u tercih ettim. Uçuş esnasında size dağıtılan ülkeye giriş formlarını doldurmanız gerekiyor. İngiltereye indiğinizde “ Ah nerde bizim Türkler “ diyerek hızlı akan pasaport kontrol sırasını arayabilirsiniz. Malesef çok yavaş akıyor. Pasaport kontrol giriş esnasında birçok soruya maruz kalıyorsunuz eğer iyi bir İngilizceniz yoksa mutlaka otel uçak sigorta evraklarınızın çıktısını yanınıza alın. Havalimanı içindeki tren yönlendirme tabelalarını takip ederek merkeze giden hızlı trenlere binebilirsiniz. 15 dk da merkezde oluyorsunuz. Londra’da ulaşım biraz pahalı . Havalimanından merkeze giden trenler gidiş dönüş bilet alınca daha uyguna geliyor. 37 Pound...
** Sırası gelmişken para birimi olarak Pound kullanıyorlar yani İngiliz Sterlini (GBP). Gitmeden önce paranızı çevirmeyi unutmayın.
Ulaşım gerçekten çok kolay Londra içinde . Sanırım Londra metro hattı hayatımda karşılatığım en kolay hatlardan biri. Her yere metro ile gidebilirsiniz . Nerdeyse utanmasalar bakkala bile metro ile gidecekler 😊 o kadar sık durak var. Pahalı mı evet pahalı.. Günlük metro kartı 13,70 Pound.
Konaklama
Paddington ana tren garında indikten sonra çevresinde birçok otel var , bunlardan birinde konaklama gerçekleştirebilirsiniz. Aynı zamanda şehirde Airbnb de çok yaygın. Ben 1 gece The Landmark otelde https://www.landmarklondon.co.uk/ , 1 gece de Airbnb üzerinden kiraladığım çatı katı dairesinde kaldım. Eğerki christmass zamanında giderseniz Londra’daki en büyük yılbaşı ağacı bu otelin içine kuruluyormuş. Görmeden geçmeyin.
Kısıtlı zamanım olması nedeni ile hızlı bir Londra turu yapma imkanı yakaladım. Elbetteki gezilecek daha birçok yeri var... Bence 5 günlük bir plan ile ana hatlarını ziyaret edebilirsiniz. Hemen başlıyorum anlatmaya..
Gezelim-Görelim
*Oxfort Street ve Soho
Tüm alışveriş dükkanlarının olduğu, uzun bir cadde. Ara sokaklara girin mutlaka çok güzel publar ve restaurantlar ile karşılaşacaksınız. Ana caddenin renkli olduğu kadar ara sokaklar da süprizlerle dolu.
*Covent Garden
Küçük güzel dükkanların olduğu , sokak sanatçılarının müzik yaptığı , ne entresan dükkanmış diyeceğiniz yerler ile karşılacağınız keyifli bir yer. Çok güzel biralar içebilir, değişik visky shoplar ile karşılaşabilirsiniz. Visky Exchange uğramadan geçilmeyecek bir yer.
*Nothing Hill
Hani şu fotoğraflarda renkli renkli iki katlı ingiliz evleri görüyorsunuz ya işte orası burası.. Aynı zamanda ünlü "Nothing Hill” filminin de çekildiği yer. Erken saatte giderseniz çok güzel fotoğraf çekebilirsiniz. Öğlene doğru yolda yürümek bile zor oluyor 😊
*Portobello Market
Cumartesi günleri sokak üzerinde tezgahlar kuruluyor. Hem sıfır hem de ikinci el ürünler satıyorlar. Pazar aynı bizim pazarlarımız gibi. Önce kıyafet reyonu ile başlıyor daha ilerisi domates patates soğan satanlarla devam ediyor. Pazarın gıda bölümünü mutlaka gezin çünkü her tezgahta bir yemek pişiyor ve satın alıp yiyebiliyorsunuz. Tatlısından tuzlusuna karnınızı gezerken doyurup çıkıyorsunuz pazardan 😊
Ayrıca tabi olmaz ise olmazları Hyde Park ve London Eye..
Görülecek yerler arasında.
Nerede Yenir?
Çok uzun bir seyahat olmadığı için hızlıca uğrayıp uygun fiyatlı karnımı doyurduğum yerleri sizlerle paylaşmak isterim;
*Comptair Libanias / Oxfort street in ara sokaklarından birinde. Lübnan mutfağı , güzel meze tabakları var . Çok büyük porsiyonlar tek tabakla doyarsınız 😊
*EggBreak / Nothing Hill de. Sabah kahvaltısı için harika bir seçim ama erken saatte gidilmeli. Sabah 10 dan sonra uzun kuyruklar oluşuyor kapısında. Ev yapımı granola ve çayları harika!
*FiveGuys Burger /Londra’nın neredeyse her köşe başında var. Burger içeriklerinizi kendiniz seçiyorsunuz. Çok hızlı hazırlıyorlar.
Şehirdenn ayrılmadan önce buraya tekrar geleceğime dair kendime söz verdim!
He bide Tasarım ve Dizayn şehri bence Milano değil kesinlikle Londra olmalıymış. 😊
Sevgiler,
Comments